AKÇAKOCA'NIN TARİHÇESİ
Akçakoca adı 1934'de verilmiştir. Akçakoca’nın 1934 yılından önceki adı AKÇAŞEHİR’ idi. Bu nedenle tarihi
kaynaklarda Akçakoca adı yerine Akçaşar, Akçaşehir adı geçmektedir.
Bilinen tarihe gelince bölgede Bitinya krallığı'na ve krallığın kurucusu Bias'ın halefi Kral Zipitis'e
ulaşıyoruz. O dönemde adı Herakleia Pontika olan Karadeniz Ereğlisi krallığını M.Ö. 298-297 yılında fetheden
Zipitis, o dönemde tamamı ormanla kaplı ve göçebe olan Akçakoca yöresinde bir kent kurdu. Bilinen eski adı
Diapolis'di. (Parlayan Kent anlamına gelmektedir.) M.Ö. 1200'lerde bölgeye Track ve Frigler hakim olduğu
bilinmektedir. Büyük iskender Asya seferi sırasında Akçakoca onun himayesine girdi. İskenderin ölümünden
sonra komutanları arasında bir paylaşım mücadelesi başladı. Akçakoca yöresine önce komutan Antigon, daha
sonra da Lazirmark egemen oldu. İmparator Sezar'ın Pontos'u (Karadeniz Kıyıları) fethi ile de Roma
imparatorluğu topraklarına katıldı ve Anadolu topraklarındaki beş eyaletten biri oldu. Roma imparatorluğu
batı ve Doğu olarak bölününce merkezi istanbul olan Doğu Roma İmparatorluğu'na katıldı.
Bizans Dönemi ve sonrası Emevi akınlarıa sahne olan Anadolu topraklarının kaderi Akçakoca içinde kaçınılmaz
sonu getirdi. Bölgenin önemli kentleri olan Karadeniz ereğlisi ve Amasra yakılıp yıkıldı.
1071 de malazgirt'te Bizansı yenen Oğuz Türkleri Anadolu Alparslan öncülüğünde Selçuklu Devletini kurdular
ve Anadoluya egemen olmaya başladılar. Akçakoca yöresine gelerek yerleşen ilk boyun Koçar bey liderliğinde
olduğuna dair bilgiler vardır. Bugün kü Koçar köyü'nün adınında ordan geldiği düşünülür. Akçakocanın eski
adı Akçaşar (Şar şehir anlamına gelmektedir.) bugünkü kentin bulunduğu yere yerleşen Kerameddinler
tarafından verilmiş. Denizden görünen kayalıkların beyaz görünümü bu isme kaynak olduğu düşünülmektedir.
CENEVİZLİLER DÖNEMİ, CENEVİZ KALESİ AKÇAKOCA
Dördüncü Haçlı seferi için Venedik gemileri ile İstanbul'a gelen ve coğunluğu Latin olan haçlı ordusu konuk
olarak girdiği istanbulu zaptetti. 1204'den 1261' e kadar süren Latin İmparatorluğu döneminde Karadeniz
kıyılarında da egemenlikleri görüldü. Ceneviz kalesi de bu dönemin eseridir. kalenin surları moloz taşlar ve
kremit kullanarak yapılmıştır.
OSMANLI DÖNEMİ, AKÇAKOCA BEY
İstanbul'u fethederek güçlelen ve doğuya doğru bütün anadoluya akim olmayı hedefleyen Osmanlı aldığı
kentlerinde adlarını değiştiriyordu. Akçakoca'nın "Diapolis" olan adını bu dönemde Akçaşehir yapılmış olduğu
söylenebilir. Osmanlı "uçbeyi" olan Akçakoca Bey'in bu dönemde kenti fethederek Osmanlı topraklarına
kattığına dair yeterli bir bilgi bulunmamaktadır. Birçok araştırmacı çoğu yörük olan Akçakoca yöre halkının
kendi isteği ile Osmanlı ile birleştiği görüşündedir. Osmanlı döneminde idari bakımdan Boluya bağlıydı. Bolu
sancak beyliğinin ilk yöneticisi Konuralp Bey idi.
Akçakoca 1864'de eyaletler kaldırılıp il teşkilatları kurulunca Düzce ile birlikte nahiye haline geldi.1923
tarihine kadar halkı tarım , hayvancılık , ormancılık ve balıkçılık ile geçinen bir nahiye olarak Düzce
kazasına bağlıydı.
23 Haziran 1394'de ilçe oldu ve Kocaeli, Sapanca yörelerini fetheden Akçakoca beyin adı verildi. İlk önce
Bolu iline bağlı idi daha sonra 1999 da Düzce il yapılınca oraya bağlandı.
EVLİYA ÇELEBİ den AKÇAKOCA
"Yine buradan Akçaşar'A GELDİK. Burası voyvodalıktır. 150 Akçelik kazadır. Yeniçeri serdar'ı vardır.Eski
zamanlarda havası latif, hazin (acıklı, dokunaklı) bir şehir imiş. Ahmet Han zamanında Kazak keferesi hücüm
ile her tarafı yakıp yıkmıştır. Halen 600 bağ ve bahçeli ve hanelidir. Çarşı içere kiremitli ve bimisal
(benzersiz) bir cami vardır. Mukaddema hanların birisi kurşun örtülü muazam bin han imiş. Halen kasaba
okadar mamur ve muzeyyen değildir. Bolu şehrinin iskelesidir. Lebideryada 70 adet mahzen vardır. Bir tarafı
dağlardır. Buyüzden havası sağlamdır."